Yüksek İrtifa Toros Yaylaları
24 – 25-26 Ağustos Abanoz Yaylasında yapacağımız kamp öncesinde
Mehmet Hocamla yüksek irtifadan
Anamur,Gazipaşa ve Alanya yaylalarını dolaşma kararı aldık.
22 Ağustos Çarşamba günü ben Konya dan ,Mehmet hocam Bozyazı dan,
Kazancı da buluşmak üzere yola çıkıyoruz.
Konya ,Karaman ve Bucakkışla üzerinden Ermeneğe varmayı hedefliyorum.
15 gün önce kırılan sağ ayak başparmağımın acısından
Bucakkışla yol ayrımını kaçırıp kendimi Hadim yakınlarında buluyorum.
Kızgınlığımla aynı yolu geri dönüyorum.Fazladan 120 km ve 1,5 saat…
Tam kendime “Akılsız ..’i yol kocatır…”
Diye kızarken,dur dur dedim her şeyin hayırlısı olsun,bu gecikme bakalım bizim
görüp anlayabileceğimiz nelere sebep olacak?
Mehmet hocam Kazancıya geleli 2 saat oldu ve ben hala Karamandayım…
En az 2,5 saat daha yolum var.Tam gaz dönerken yolda fotoğraf bile çekemedim…
Bucakkışla Ermenek arasında yeni yapılan bu barajı ilk defa görüyorum…
Nihayet Ermenekteyim…
Kazancı ya geldiğimde sevgili Mehmet hocamı bir lokantada beni bekler buluyorum…
Tabi bu uzun bekleyiş sırasında bir çok defa yemek yemiş,üzerinede bir o kadar da çay…
Üç gün dağlarda olacağız.Bütün erzağımızı ona göre alıyoruz.
Hatta yol boyunca bize eşlik edecek koca bir paket “solo havlu”…
Bu arada Mehmet Hocamın müthiş bir süprizi var..
Sabah 6 da denizden kendi elleriyle 5 kg balık tutmuş…Akşam yemeğimiz belli…
Havanın kararmasına 2 saat var.
Yakıt ikmalini yaptıktan sonra dağlarda uygun bir kamp alanına ulaşmak için hemen yola çıkıyoruz…
Kazancıdan sonra sağa yaylalara doğru ayrılan toprak yola giriyoruz….
Yol üzerindeki çeşmenin yanından ayrılan bu yolun krokisini çıkarmış Mehmet hocam…
Sayısını hatırlamadığım ve ismini duymadığım birçok yayla…
Ama bizim rotamız; Kırk kuyu,Beş kuyu,Elbalak,Eğrice Gazipaşa yaylaları,
Günercik,Gökkuzluk,Alanya yaylaları civarından dönerek
Akarca,Yund Pazarı ve Sarı ova üzerinden
başlangıç noktamıza geri dönmek oldu…
Güneş batmadan kendimize bir yer bulmak için hızla ilerliyoruz…
Mehmet hocam bölgeyi bildiği için önden bende tozunu yememek için daha arkadan…
İlerde Mehmet hocam bir yaylada durmuş ve birisiyle konuşuyor…
Hemen duruyorum.Diyalog akşam konaklama üzerine…
Hocam geçen yıldan tanıdığı bu ailenin bizi davet ettiğini söylüyor…
Ben mahcubiyetle kem küm derken ,bayan;
“Korkmayın biz adam kesmeyiz,hava kararmak üzere bu vakitte nerede kap yeri bulacaksınız?”
Deyince bu teklife balıklama atladık…
Komşu kadın yün yıkıyordu,onada bir selam verdik…
Bu arada duvar kenarı dikkatimizi çekiyor…
Elektrik yok ,su yok medeniyede dair bir çok şey yok…İyikide yok..
Bu ortamda her şey doğal olduğu gibi ,Yörük çocuklarının oyunları da doğal…
Önce araba dikkatimi çekiyor,sonra yanındaki şaheser…
Geleceğin mimarı yapmış bunu,hiçbir ayrıntı atlanmamış…
Ev,altında depo,yukarıda balkon,solda dışarda tuvalet ve sağda hayvanları için barınak…
Bayan hayvanları karşılamaya gideceği için bizi kayınpederi Çolak Muhtar Süleyman amcanın evine yönlendirdi..
Sıkı sıkı da tembih etti,”sıkılmayın, orada biraz zaman geçirin ,
ama akşama mutlaka bizde yatacaz haaaa…”
Muhtarın evine vardığımızda Latife teyze ve gelini,bizi buyur ediyorlar…
İlk defa gördükleri iki yabancıyız biz,ama o kadar samimi ve doğallar ki
ailedenmişiz gibi karşılıyorlar…
Yorumlar
Yorum Gönder